15 Kasım 2011 Salı

Sadece İki Yol Anca Hatırlanır

Yerden tavana dek uzanan pencerelerin yarısı stor perdelerle örtülü. Sağ köşede uzunca ayaklı bir lamba ve yanında koca bir saksı içinde fil kulağı. Cilalı parkeler çıplak. Pencerenin hemen karşısında kapı ve yanında bir manzara resmi. Arada kalan kısımsa oldukça sade. Bir masa ve masanın bir tarafında patron koltuğu öbür tarafında çift kişilik deri koltuk.İlkinde, ipli gözlüğüyle sarışın, orta yaş üstü bir kadın oturuyor. Öbüründe ipince, derisi saydammışcasına kemikleri görünen biri. Kısa siyah saçlarının keskinleştirdiği sert yüz hatlarından, yüzündeki ifadesizlikten cinsiyetini kestirmek mümkün değil. Sarışın kadın kollarını masada birleştirmiş, öbürü sağ elini sol avcunun içine koymuş. Biri öbürüne bakıyor, öbürü yere ve düşünüyor. Derin, rahatsız edici bir sessizlik hakim. Siyah saçlı, sağ ayağını parmak ucundan kaldırıp daireler çiziyor, duruyor. Ayağını sağa sola çeviriyor. Sarışın, çenesini kenetlemiş sabırla bekliyor. Sonunda büyük koltukta oturan, yüzünü kaldırmadan, önce tek düze daha sonra giderek yükselen ses tonuyla konuşmaya başlıyor ve böylece ölüyor sessizlik. "O gün uyuyakalmışım otobüste. Rüyamda ciğerlerim delinmiş, aldığım her nefes başkalarına gidiyor. Tanıdığım tanımadığım.. Bakıyorum bana bir şey kalmıyor.Boğuluyorum, bir kez sadece bir kez diyeceğim ama sesim çıkmıyor onlar devam ediyor beslenmeye. BENİM nefeslerimden." Duraksıyor, doya doya derin bir nefes alıp gözlerini sıkıca yumuyor sonra aniden açıp o ürkütücü, vahşi bakışlarını kadına dikerek anlatmaya devam ediyor. "Afallamış bir halde kalktım, başım dönüyordu. O s**tiğimin insanları yine hepsi bana bakıyordu! Nereye gitsem nasıl giyinsem ne yapsam o s**ik bakışlar her daim üzerimde!" Burun delikleri genişliyor, alt çenesi öne doğru kayıyor. Karşısındaki kadın ellerini masaya koyup çaktırmadan tırnaklarına göz atıyor. Gördüğünden memnun, tekrar karşısındakine dönüyor. O ise sinirlendiği gibi ani sakinleşmiş, gözleri manasız bir köşeye takılı, duruyor. "Sesler bir an tamamen kesildi, hiçbir şey duymadım. İndim otobüsten, ulan dedim, şu otobüsü kullanan herif olsam bin kat mutlu olurdum.Yapamıyorum yani olmuyor. Erkekler pis pis bakar kızlar ciyak ciyak bağırır... Ne olacağım? Sonra işte çok sık uğradığım bir bar.." Söylediğinden rahatsız olup duraksadıktan sonra ağzını yamultup elini hızla sağdan sola savurarak "Aman be" diye mırıldanıp hikayesine devam ediyor. "Yani.. Her şey nasıl loş ortamda güzelse,bütün b**ktan şeyleri nasıl estetik gösterebiliyorsak falan filan hayatı da o açıdan görmeyi seviyorum.Öyle oradan başka yerden. Anca güzel geliyor bana. Katlanabiliyorum . Amuda kalkıp görmek gibi, alışılmış dışı." Yüzünde bir tebessüm oluşmaya başlamış, ayağa fırlıyor ve pencerenin önünde volta atmaya başlıyor. "Bu... Nerede biteceğini bilmediğim, dünyanın cehennemine uzanan bir çukur. Bazen bir şeylere çarptığımda , bitti sanıyorum ama..." Aniden duraksayıp kocaman adımlar atarak sarışının dibine geliyor ve hızlı hızlı, büyük bir heyecanla "Öyle derindir ki, düştükçe düşersin sonu geldi sanırsın asla bitmez. Elini bir kez daldırdın mı kendini kurtarmak için aynı darbeleri tekrar tekrar alır düşersin. Milletin ruhu duymaz." diyor ve ardında gelen ahmak sessizliğin içinde bir süre bekliyor. Sonra yine ani, kendini koltuğa bırakıyor sırt üstü, yorgun. Elleri iki yanına düşmüş bekliyor. Boğazını temizleyip gözlüğünü indirerek sonunda sözü alıyor orta yaş üstü. " Adsız Alkolikler Derneğini duymuş muydun Siyahcım? Orada çok yardımcı oluyorlar. Yaşlı, genç birçok kişi senin gibi başından geçenleri paylaşıyor. Sıcak bir ortam çok faydalı ve..." Siyah, yüzü korkuyla çarpılmış, şaşkınlıktan gözleri kocaman açılmış bağrıyor "Hiç mi dinlemiyorsun anlamıyorsun beni be kadın! Alkolik olduğumu nerden çıkardın? ULAN hepinizin hepinizin ben var ya..." Masadaki kalemliğe sol eliyle kuvvetli bir tokat savuruyor ve ince uzun bacaklarını yine büyük büyük açarak çıkıp gidiyor. Hışımla çarptığı kapının rüzgarı masadaki kağıtları havalandırıyor. Sarışın, eli göğsünde derin soluklar alarak koltuğuna yaslanıyor. "Ay... ay delirmiş bu.. Vallahi delirmiş bu! Aynı babası!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder