20 Nisan 2011 Çarşamba



Ga-Zete ve İnternet


     Babamın gençliğine dair en sık duyduğum hikayelerden biri Amerika'da vizyona giren filmlerin yıllar sonra Türkiye'ye gelmesi, ya da oradaki herangi bir elektronik eşyanın çok sonra buraya ulaşması veyahut da moda olan bir kıyefeti burada birinin üstünde görmenin mucize oluşuydu. Belki globalleşmenin giderek hız kazanmasının da etkisi var ancak günümüzde özellikle kimi insanların sayesinde biz de dünyanın temposunu bir şekilde yakalıyoruz. Nurcan Akad'ın Milliyet Gazetesi'nden ayrılarak Zete'yi kurması da buna bir örnek. Birçok eksiği olmasına rağmen geç kalmamış bir ilk, büyük bir adım. Ipad gazetesi. Henüz yeni olduğu için bazı aksaklıklar ve eksiklikler olması normal sayılabilir ama bence en büyük sorun, Ipad kullanıcılarının bu ülkede ne kadar sürede yaygınlaşacağı. İlerde televizyon ya da bilgisayar gibi her evde bulunmazsa olmazlardan olduğu zaman Ipad, yani erişiminin kolaylaştığı, hem fiyatının ucuzlayıp hem de kullanımının halk tarafından öğrenilip benimsendiği zaman çok daha fazla okuyucu kitlesine erişecek. Böylelikle bu gazeteden gerçek anlamda yararlanılabilecek. Bu gazetenin bildiğimiz internet gazetesinden farklı olan yönlerinden bir tanesi köşe yazarlarına yer verilmeyecek olması. Herkesin kendi uzman olduğu alanda yazması gerekecek. Yani gazetecilik sistemi değişiyor ve yeni bir düzen yaratılıyor denebilir. Oysaki biz daha kağıt gazeteyi terk edememiştik Muhabirlik ön plana çıkacak bundan böyle. Peki ya o birçok insan, belli köşe yazarları sayesinde gazeteyi takip edip onun görüşlerinden beslenmeyi seven onca insan ne olacak? Bunu öngermek zor. Yine de çok daha az masraflı bir yol izlenileceği kesin. Ancak internet gazeteleriyle Zete'nin ortak bir noktası; şimdilik ücretsiz oluşları. Üstelik Zete'nin reklam almaması da  muhabirler için güç anlar ve koşullar yaratıyor demektir. Zaman, sabır ve emek en çok ihtiyaç duyulan şey olsa gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder