7 Nisan 2011 Perşembe

No flash please!

 İki taraftan inerek ortadaki düzlemde birleşen ve ortadan tekrar alt kata devam eden mermer merdivenler. Bir de yüksek ve genişçe bir pencereden olanca gücüyle içeri dolan güneş ışığı, tüm güzellikleri ve çirkinlikleri aydınlatarak ortaya çıkaran. Bu görkemli basamaklardan birer birer ve dikkatle iniyorum, sırtım dimdik, başım yukarda.Upuzun ve kabarık elbisemin beyazlığı altından bir görünüp bir kaybolan siyah pabuçlarım.Uğuldayan sessizliğin içinde tak-tuk düzenli bir ses,bir yankı uyandırarak sabırlı bekleşmeye doğru gidiyorum. Sonra tam ortaya geldiğimde duraksıyorum ve benden onlarca basamak altımdakilere bakarak ellerimi iki yana açıyor, havaya kaldırıyorum. "Benim sevgili halkım!" Erkek-kadın, çoluk çocuk herkes hep bir ağızdan coşkuyla bağrışıyor. "Yaşa İmparatoriçe!" diye haykırıyorlar. Afrodit'in yüzünü bir an seçer gibi oluyorum, oğlu Eros'un elinden sıkı sıkı tutmuş. Bir de Apollon'un gövdesiz başı ve Zeus'un başsız gövdesi var gözüme kestirdiğim. Elimdeki lotus çiçeği işlemeli beyaz mendilimi bir sağa bir sola sallayarak gülücükler fırlatıyorum ve ufak bir referans yapıyorum. "Işıl napıyosun kızım?" Hay Allah meğerse İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde üstümde kot- tişört sırtımda JanSport, merdivenlerde durarak gülünç hareketler yapıyormuşum. Pek tabii yıl 2011...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder