3 Mayıs 2011 Salı

Merhaba. Şu an muazzam bir yerdeyim ve burayı size olabildiğince aktarmaya çalışacağım. Eminim yanımda olmak ve siz de görmek, yaşamak isterdiniz bunları. Keşke gelebilseydiniz, keşke. Özellikle gazeteciler, fotoğrafçılar nasıl kıskanırdı beni çünkü müthiş malzeme var burada, gerçekten inanılmaz!
Şu an astral seyahatteyim. Bedenimi tamamen geride bırakarak yalnızca bir çeşit enerji olarak yol alıyorum. Başka bir boyutun sokaklarından başlayıp sonra kendi dünyamda düşlediğim yerin içine düşüveriyorum. Daha sonralarda bunu  yönetmeyi, hayal ettiğim yerde olabilmeyi ve hatta zamanla dahi oynayabilmeyi öğreniyorum.
Şu anda her şeyin taştan yapıldığı, yalnızca siyah-beyaz olan ve hep ıslak kalan o başka boyuttayım. Arnavut kaldırımlardan yürüyorum ve tam köşeyi döneceğim sırada, dinazor-bukalemun arası o yaratıkla  burun buruna gelip çarpışmak üzereyken son anda duraklıyorum. Neyski orta yaşlı bir hanımefendiymiş. Beyaz mermer kurdelalı siyah mermerden yapılma şapkasını düzelterek bana nazik bir selam veriyor. Ben de ona aynı nezaketle karşılık veriyorum. Buralarda insanlara alışmaya başlamışlar demek.
Neyse, köşeyi döndükten sonra nihayet kendi dünyamıza çıkan-ama sadece bana ait olan- ve duvara gömülü gotik işlemeli kapıyı bulup aralıyorum ve sonunda... Hep peneceremden dalıp gittiğim gökyüzüne düşüyorum. O ulaşılmaz gözüken bulutlardayım, pembe-mora çalan yağmurun habercisi bulutlar. Kendimi izlediğim pencereye el sallayarak süzülmeye başlıyorum. Hava şartları da bana kalmış, her şey beynimin kontrolü altında. Yavaş yavaş yol alırken yalnızca hafif bir esinti okşuyor yüzümü. Kollarımı açıyorum ve iyice yükseliyorum, iyice. Neredeyse koca İstanbul'u kucaklayacağım. Göz kırpan ışıkları, yer yer lekeli karanlıkları ve o kopkoyu uykudaki denizi... Her şey yolunda gözüküyor. Sonra yavaş yavaş yönümü değiştiriyorum, gitmek istediğim yer belli; evime gideceğim. Doğup büyüdüğüm ve sonra sırtımı dönüp hiç bakmadan koşarak uzaklaştığım, ihanet ettiğim ve bunun bedelini bana yabancılaşarak ödeten şehrime... Bu onun laneti, kendimi artık hiçbir yerli hissedemeyeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder